- Bağımlılık teorisi, modernizasyon teorisinin zıttı bir önermeye sahiptir.
Az gelişmiş
ülkelerin gelişememe sebebini uyguladıkları politikalar değildir, uluslararası
kapitalist sistemdir, merkez ülkeler çevre ülkeleri sömürdüğü için çevre
ülkeler gelişemez.
Bağımlılık teorisi
ise bunun böyle olmayacağını söyler. Frank, uluslararası ticaret hammadde
fiyatlarıyla mamul madde fiyatlarının dengesiz olduğunu ve bu sebeple gelişmiş
devletle gelişmemiş devlet arasındaki açığın kapanmadığını söyler ve Portekiz,
Brezilya örneğini verir. Merkez olan Portekiz, Çevre olan Brezilyayı sömürüyor.
Bağımlılık teorisi bu sebeple gelişmemiş ülkelerin gelişmesini engelleyen
unsurun uluslararası kapitalist sistem olduğunu söyler. Frank ve Cardosa bu
sömürü ilişkisi sebebiyle hammadde üreten devletlerin daha az kazanç
sağladığını söyler. Temel sorunun bu uluslararası sistemdeki sömürü ilişkisi
olduğunu söylerler. Ticaret hadlerindeki hammaddelerin fiyatlarının düşük
oluşundan kaynaklanan ve bu nedenle hammadde üretici ülkeler her zaman daha
geride kalmıştır.
-Dünya sistemi
teorisinin katkısı, Wallerstein, bağımlılık teorisine Yarı Çevre bölgesini
getirir.
Bağımsızlık
teorisindeki Merkez ülkeler yani sanayi malı üretebilen devletler bu ürünleri
daha yüksek fiyata satarlarken hammadde mallarını daha ucuza alıyorlardı bu
sebeple Çevre ülkelerin Merkez ülkelere yetişme şansları yoktu.
Wallerstein ara mallar üretebilen
Yarı-Çevre ülkeleri getiriyor.
Merkez, çevre ve
yarı çevreyi sömürüyor.
Yarı-çevre, çevreyi
sömürüyor.
Wallerstein
Yarı-Çevrenin iki önemli rolü olduğunu söyler.
Birincisi, çevre
için nitelikli iş gücü sağlar. İkincisi, bir Sübap görevini gördüğünden
bahseder sistemin işlemesi için bir emniyet vanası olarak görüyor çünkü, yarı
çevre ülkeler hem sömürülen hem sömüren ülkelerdir. Sistemin devamı için yarı
çevre ülkeler örnek gösterilebilir.
Wallerstein
“bildiğimiz haliyle dünyanın sonu” kitabında dünya kapitalist sisteminde belli
aralıklarla inişler ve çıkışlar olduğundan bahseder. Kapitalist sistem 50 yılda
bir krize giriyor sonra yükseliyor bu anlamda A ve B fazlarından bahsediyor. A
fazı ekonominin geliştiği ve üretimin arttığı bir dönem tepe noktasına ulaşınca
geriye dönüş olur ve ekonomi daralmaya başlar ve dip yapılır. Ekonominin dip
yaptığı dönemlerde bazı sanayi üretimlerinin otomobil, tekstil gibi Çevre
ülkelere kaydırıldığından bahsediyor. Sektörlerin kaydırılmasının sebebini
Wallerstein B fazı ile bağlantılı olduğunu söyler.
B fazına
geçildiğinde merkez ülkelerin önceki dönemde ürettiği ama artık eskisi kadar
yüksek katma değeri olmayan çeşitli alanlar diğer ülkelere açılıyor. Bu
durumdan yararlananlar Yarı-Çevre ülkeler sistem B fazına geçtiğinde Merkez
ülkelerin eskisi kadar karlı bulmadığı çeşitli alanları Çevre ülkelere
aktarmasıyla Yarı-Çevre oluşuyor. Hangi devletlerin bu devletler olacağını ise
ortak ideolojilere bağlı olabilir ya da belirli konularda atılım yapmış ülkeler
Yarı çevre olmaya daha yatkın olabilir. Kurumların oturması, eğitimli kalifiye
iş gücü ve ülke içindeki karışıklığın az olması yarı çevre ülke olmalarını
etkiler. Wallerstein Bünya sistemi teorisiyle, Bağımlılık teorisi ve
modernizasyon teorisi arasındaki boşluğu doldurmuştur.
Yorumlar
Yorum Gönder
yorumla